CAZ SENFONİSİ
Başladı, başlıyor,
başlayacak.
Gün doğuyor.
Sabah oluyor Yarınistan’da.
Güneş altın bir tepsi; kabuslar altın tepsilere konuluyor.
Gün doğuyor.
Yarınlar ülkesinde yarın oluyor. Güneş çiziyor günü, güneş boyuyor.
Önce deniz rengine bürünüyor, sonra sabahın kızıllığı. Çinko damlı
evler, çiçeğe durmuş ağaçlar renkleniyor. İşe giden sabah vardiyası,
işten dönen gece vardiyası renkleniyor.
Gün boyanıyor rengarenk.
Bir orospu kadar güzel oluyor.
Gün doğuyor.
Denizlerin engininden dağların zirvesine kadar sabah oluyor.
Haydutlara, kaçakçılara, sahtekarlara gün doğuyor.
Ben yepyeni bir güne başlıyorum. Değiştiriyorum üstümü. Bütün
yılanlarla birlikte gömlek değiştiriyorum. Başka bir şehirde, başka
bir rol buluyorum hayata dair. Daha önce görmediğim, bilmediğim
kostümler giyip maskeler takıyorum.
Bir yanlış buluyorum sonuna kadar yaşanacak.
Başlıyor,
başlayacak.
Bir doğru:
Donuk davranışlar, duygusuz sevişmeler.
Bir yanlış:
Bir şey yapmak.
İsyan etmek belki. Bağırmak, avazım çıktığı kadar.
Tasarlanmamış bir kurgu buluyorum. Yazılmamış bir metin yazıyorum.
Yaşanmamış bir öykü oluyor.
Herkes kendi öyküsünü yazıyor.
Ben de!
Artık başlasın müzik.
Bap
Bi-bap.
Bada-badap.
Geç kaldığımı sanıyordum. Oysa her şey yeni başlıyordu. Kendime geç
kalmadığıma dair bir yalan uydurmaya çalışıyordum ki, dans eden kızı
gördüm.
O
an ayrımına vardım.
Kızın yüzü yoktu. Ve her şey yeni başlıyordu.
Kızın rengi yoktu. Ve her şey yeniden başlıyordu.
Başlarken:
Bir tek şey için nelerden vazgeçilebilir?
Bir şey yapmalıydım.
Kararımı verdim. Yeni hayatım boktan bile olsa yaşayacaktım. Dolu
dolu yaşayacaktım. Burnuma dek boka batacaktım.
Düştüm yollara. Gece yarıları bilmediğim sokaklara daldım.
Uğursuzlarla, hırsızlarla arkadaş oldum. İbnelerle, puştlarla
arkadaş oldum.
Bıraktım bütün sevgililerimi; bütün sevgililerim beni bıraktı. Bir
sevgisizlerim kaldı, bir ben kaldım.
Başlıyor,
başladı.
Gece usul usul iniyor biten günün üstüne, perde kapanıyor. Sahneden
iniyor. Oyuncular; maskeler çıkarılıp ortalığa saçılıyor. Herkes
biten günü alkışlıyor. Artık yaşanmamışlıkları gizlemek gerekmez.
Gece her şeyi gizliyor.
Yanıyor kentin ışıkları, yıldızlar birer birer siliniyor
gökyüzünden. Kent kendi yıldızlarını yaratıyor.
Bir yağmurun yağası geliyor, yağıyor. Kentteki izleri hiçbir yağmur
silemiyor.
Sunaklarda avın bereketi için tamtamlar çalınıyor, ilahiler
okunuyor.
Avcılar iz sürüyor.
Av
soluk soluğa sürüyor.
Baş-lı-yor.
Dalıyorum savaşın ortasına. Yaşayamıyorsam ölmeliyim, diyorum.
Gözümü kırpmadan adam vuruyorum. Daha iyi bir silahşör gelip beni
vuruyor.
Kabusların tam ortasında uyanıyorum. Daldığım uykulardan uyanıyorum.
Bir şey yapmış oluyorum, inanamıyorum. Şaşırıyorum, şaşırtıyorum.
Bir şey yapıyorum.
Gün doğuyor.
Gün dünün bittiği anda doğuyor.
Büyük şehirde güneşle birlikte bir hayat yeniden doğuyor.
Büyük şehir biraz daha büyüyor.
Başlıyor.